Tuesday, April 6, 2010

soykırımmış! bi siktir git allasen

2 satır kitap okumamış herifler kalkıp "Taraf çok iyi gazete abi. ermeni soykırımını kabul edenleri vatan haini sayıyorlar işte" diye saçma sapan konuşurlar.

bu hikayenin en büyük orospu çocuklarından bir tanesi Nişanyan'ı da dinledik bugün; sikime sikime konuşuyor.

şuna inanan; hem de gönlü rahat bir şekilde dile getiren bir sürü cahil yarattık. herifler diyor ki açık açık "almanya yahudilere ne yaptıysa biz de aynısını ermenilere yaptık".

hay allah belanızı versin! ulan hiç mi vicdanınız yok!

Monday, April 5, 2010

bir tane daha var. ihtimal mi? yok, başka bu

bir ihtimal daha var, o da diğer ihtimal işte. aşkımı, sevdamı oraya buraya yazasım var. yirmilik rakıya bebe rakı dediğimde "derhal" diyen bir garsondan, ayrılırken saman kağıdına sarılmış kadehlerde "yolluk" alasım var; gecenin 4'ünde telefonla arayıp "sana geliyorum" diyebileceklerimin yanında olasım var; bunların hepsini yapasım sonra da ölümden dönesim var. bunlar oluyor ya, hepsi olurken sen öl ama. sen öl, senin için üzüleyim. bu aralar pek bahanem yok içmeye; bahanesi olmayanı sevmezler masada; "seninki de dert mi" derler; derdim ol benim; bir oturuşta bir ufakla neşenlenmeme yol ol; sen öl ki ben yaşamaya daha bir tatlı devam edeyim. Lütfen, benim için ölür müsün?

Saturday, March 13, 2010

Suphe...

...Sevgilime gelince, dun ogleden sonra evde olup olmadigini gizlemek arzusunda, keske gizlemek arzusundan baska bir sey olsa ve meydana ciksa... O zaman rakip, kinimize hedef olabilecek objektif bir varliktir ve namlumuzu nereye cevirebilecegimizi biliriz; boyle olmazsa, gizlemek arzusu kendi mahremligi icinde hurriyetini korumak isteyen benligimizin aska isyani demek olur ve nisan alinacak bir hedef olmaktan cikar. Beni kederlendiren daha ziyade bu ikinci ihtimaldir. Birinci ihtimalde rakibin gizlenmesi ikinciyle ihtilaf ettigi icin supheyi kudurtuyor. Av kopegi gibi, yerinden bir firlayis firlayip gizli realitenin ihtimal bolgesi icinde dort donen suphe, hakikate deliliginin en guzel ve korkunc hummalarindan biridir. Fakat korkunc, korkunc...

Kendimi bildim bileli bu muthis kriz icinde yasadim. Bu bir hakikat aski mi? Acaba? Yoksa, aramayi bulmaktan daha buyuk bir keyif haline getirdigi icin, hata ihtimallerini de suura caktirmadan fazlalastirmaktan zevk duyan karanlik bir arama sehveti mi? Belki ikisi de. Bilmiyorum. Bazan butun hayatimi dolduran korkunc didinmelerin tarihini kulcelesmis bir tek duygu halinde yasarken bogulur gibi oluyor ve kendi kendime soruyorum:
Suphenin, tecessusun, askta veya dusuncede, safak sokunceye kadar suren cilgin arastirmalarin cehenneminde ne isin vardi? . (Besim)