Tuesday, August 28, 2007

Fethullah Gulen Yalan Soyluyor!

Sevgili hizmet yanlilari alinmasin; ben de hala gorusurum onlarla ve bircok da sevdigim insan vardir. Ama isin "entel-dantel" kismini birakip suraya bakalim;

Fethullah Gulen ne demisti mulakatinda;
"Ben kimseye cocuklarinizi su okullara yazdirin demedim. Bazi nasihatlarim olmus olabilir cocuklarinizi okutunuz seklinde ama daha ilerisi olmamistir" ve imkan olsaydi goz yasi dokerek "Vallahi de, Tallahi de..." diye giderdi!

Giderdi diyorum cunku artik yalanin kuyruklusu olmustur bu olay. Allah`in bildigini kuldan saklamak. Nedir kardesim, 1 tane de TV kanali cikip soyleyemiyor.

Adamlar bas baya polis, avukat, ogretmen, doktor yetistiriyor. En basarili ogrencileri en iyi okullarda okutup yurt disindaki okullara gonderiyor. Helal mi haram mi oldugunu dusunmedikleri milyonlarca lirayi vergiden kacirip kimseye de hesap vermeden harciyorlar.

Yok arkadasim, her sey de dogru degil.
Tamam, gogsum kabariyor 80 ulkede Turkce konusan insanlari gordukce ama bu isin bir de Turkiye boyutu var. Ne oluyor Turkiye`ye? Bu insanlar Tayyip Erdogan`i destekliyorlarsa bu isin neresinde hayir arayabilirsiniz?

Saturday, August 25, 2007

detaylarda sakli uzuntu damlalari

Zerafet (zarafet) icin; "Guzelligin eylem hali" demisti bir yazar.

Merak da herhalde faraziyelerin eylem hali. Detaylara dalmak ve her kelimede bir mana aramak. Bosa yasamak varken detayci olmak.
Normalden uzaklasan her seyin bir adi vardir cemiyetimizde. Lakin normalleri kim belirlemistir?

Herkesin normali baska degil mi? Kimisi icin az sekerli kahve normalken kimisi icin sekersiz kahve. Ne olur peki 2 cezve kullansak?

Thursday, August 23, 2007

Bir Gundem de Benden!

Kucuk beyinler icin buyuk haberlermis gibi sunulan sacmalardan bir tanesi daha, 3 gundur tartisiliyor. Bekir Coskun`u sn(!). Basbakan kovmus ve bunun uzerine Hurriyet gazetesi Bekir Coskun`u korumus. Aman ne buyuk is... Ligler baslayip da sike iddialari cikana kadar bununla idare ederiz. Sonra Yunanistan ile it dalasi olur, Barzani het hut der... Oyle gideriz!

---.----.---.----.----.----.----.----.

Turkiye`nin onemli muhaliflerinden (Ozkok`un lafidir) Yilmaz Ozdil`i dikkatle takip ediyorum. Ve hergun "Bugun kac kelime ile yazsini bitirdi" diye de sayiyorum. Sonunda bu adamin toplamda kac kelimelik bir lugat ile insanlara hitap edebildigini bir rapor olarak sunacagim ilgilelere. Hatta "muhalifler icin kullanim kilavuzu" bile hazirlayabilirim.
Al, muhalif ol!

...-.---.---.---.----.---.----.----.----.---....

Gelelim benim gundemime!

-Gecen yil itibariyle Kur`an kursuna giden sevgili yavrularimizin sayisi 158.337 kisiymis.
-Bunlarin 67.459`u ortaokul ogrencisi.
-Kursa gidenlerin kaci kiz dersiniz? SIKI DURUN;
Tam 92.545`i. Ve her ilde erkekler`in en az 2 katilar yaklasik olarak.

Simdi biz ne yaptik? Kizlarimiza Arapca ogreterek nereye varmaya calisiyoruz? Neden enerjilerini bunlara harciyoruz? Neden bizim kizlarimiz islerine yarayabilecek bir yabanci dil ogrenmiyorlar da Kur`an kursu diye Arapca ogretimine tabi tutuluyorlar. Bu yasta, bu sekilde bir ogretime tabi tutulan kizlardan ne bekliyoruz sonra?

Meclis`e giren AKP`li bayanlarin kaci buralardan cikmistir sizce?
Ama ben size acikca soyleyebilirim ki Kurt milletvekillerinin hepsi PKK kamplarindan cikmistir!

.
Not: Bu yazidaki bilgiler herkes gibi benimde bir "tik" ile ulasabildigim www.tuik.gov.tr
adresinden derlenmistir.

Yine bir yemek, yine bir tarif!

.
PiLAV

Evet sekerler. Bugun size pilav yapmayi anlatacagim. Aslinda daha once yapmistim ama annem isteyince eski tarifin unutuldugunu dusunurek bir kere daha vermeye karar verdim.

Malzemeler;
- 1 adet bardak
- 1 bardak pirinc; jasmin olsun
- 1 bardak su
- 1 adet cay kasigi
- 1 cay kasigi tuz
- 1 adet yemek kasigi
- 2 yemek kasigi arpa sehriye
- yarim yemek kasigi tereyagi
- 1 adet pilav tenceresi
- 1 adet kapak
- 1 adet suzgec
- 1 adet ocak
- 1 adet kisik ates

Hazirlanisi;

Once bir bardak pirinc alinir, ayiklanir, yikanir ve suzulur.
Sonra tencere ocagin uzerine konulur. Icine yag atilir ve kisik ateste eritilir. Daha sonra icine arpa sehriyeler atilir ve rengi donunceye kadar cevrilir. Renk koru olanlar icin sehriyelerin bagimsizca fikirdadigi ani yakalamalarini tavsiye ederim. Birbirlerinden ayrilip da yag uzerinde gerdan givirdiklari zaman renkleri de donmus olur.
Akabinde pirinci ustune atin ve cevirmeye devam edin. Istege bagli olarak pirinci sicak suda 5 dakika bekletip de koyabilirsiniz ama ben oyle yapmiyorum. Bizim Seval yapar ama ben yapmam! Zaten onun pilavi hamur olur genelde.

Efendim, pirinci cevirirken baktiniz artik donmuyor ve yapisiyor tencereye, o anda suyunuzu atin. Fossss diye bir ses duymaniz lazim. Sesi duyduktan sonra icine tuzunu da koyup kapagi kapatin. Soyle bir 15 dakika sonra kapagini acip bir karistirin ve 5 dakika sonra altini kapatin.

Eskilerin bir de sirrini vereyim size. (sir oldugu icin malzemeler kismina yazmadim)
Tencereyi atesten alip kapagini kaldirin ama kapak bir kenarda dursun. Sonra uzerine eski bir gazete koyup kapagi da uzerine bastirarak oturtun. Hatta "plak, plik" gibi bir ses de duyarsa renk koru olan arkadaslar islem tamam demektir.
Bunu boylece bir 5 dakika daha bekletin.

Uzerine istege gore karabiber veya yanina yogurt ile servis edebilirsiniz.
Afiyet olsun...

Not: Fotografi cektim ama filimlerin tab edilmesini bekliyorum. En kisa surede fotografini da tarayip koyacagim buraya.

Yorumlar:
Evde, size bu tarifi hazirlarken etraftan gelen yorumlari da yazmak istedim:

Kaynanam: Kiz suyunu az koydun sen onun. Hem ne bicim pirinc o oyle, pinokyonun burnu gibi. Nerden bulursun bu gavur icadi seyleri. Oglum isten gelecek de bunumu yiyecek!

Oglum: Anneeee yaa! Hani patates kizartacaktin. (Oglum, onun tarifini gecen hafta verdim. Bir daha ayni tarif olur mu? Sabret, gelecek ay kizartirim!)

Kizim: Anne ya. Bulent`in annesi de gelmek istiyor bir sonraki tarif icin. Internete hic cikmamis tarifleri.

Wednesday, August 22, 2007

Haydi arkadas bulalim!

Canim sIkIilinca, kendimi yalniz falan hissedince arkadas sitelerine bakar, milletleri karsilastiririm. Hayatimda 1 kere Turkiye`den ayrilmama 2 gun kala bir kizla yazisip hemen bulusmustum. Vay be dedirtecek hizdaydi. Hatta kiza kur bile yaptim. Biraz zorlasam o gece, olmadi ertesi gece evine bile cagirirdi beni... Ne hoslandim, ne de bir damla begendim. Ama guzel bir deneyimdi; gozlemdi.

Eskiden yonja vardi. Sonra hi5 adli sayfayi denedim. Simdilerde myspace adli yerdeyim. Arada bir Turkiye`deki kizlarin ne alemde olduguna bakiyorum. (erkeklere de kizlarin uzerinden bakarim. Sonucta sosyoloji calisiyorum Ertugrul Abi!)

Bizde, buyuk oranda cekingenlik hakim. Sacmasapan #falan yani# tiplerin fotograflarinin yaninda bir de "sanatci" gencligin renkli corap-siyah sac kiliginda cekilen izdirapla paralel karanliktaki fotograflari cikmis piyasaya. Dusunuyorum ama neden kizlarimizin bu kadar kararmaya meyilli olduklarini bulamiyorum.

AB sinirlarinda cekilen fotograflarda ise "biz dunyanin en mutlu grubuyuz; bu da en guzel parti" sloganini tasiyan fotograflar var. Her gordugumde "ulan bilmesek" deyip guluyorum biyik altindan.
Evet, eskiden bilmiyor ve diyordum bunlari. Ancak uzun zamandir farkindayim.
EY OKUYUCU, SANA DA DIYORUM.
O fotograflara inanip da turist kizlariyla evlenme, anan aglar sonra!

Gunun sozu;
Ben atama doymadim, doysun kara topraklar...

Ugultu

Gunlerdir kulaklarimda;

- "You think we are couple or something, but we are not!"

Tuesday, August 21, 2007

Beyinsizler icin gazete; Hurriyet!

Ertugrul Bey maskaralik konusunda bir buyuk ustaddir! Kendisini; tum yazilarini,fotgrafi gibi piskinlik edebiyatina dokmus; buyuk olasilikla Hamido`dan zamaninda yedigi dayagin beyninde meydana getirdigi buyuk hasar sebebiyle`de bu durumu bir vakia halina gelmis Cetin Altan takip eder.

Genel yayin yonetmeni oldugu adi gazetenin internet sayfasinda "foto analiz" diye baska bir sacmalik daha cikmis! Zaten kadin memesinin en ucuza gorulebildigi gazetelerden birisi olan Hurriyet, son olayla da beyinsizler icin gazete gelenegine destek olmus! Grubun mukemmel ve ilkeli yayinciligiyla ve bir de dolandirici haber spikeri Birand ile meshur Kanal D`si de benzer kalitesizilikte dizileriyle toplumun beynini uyusturmaya devam ediyor zaten.

Bu aptal gazetenin aptal insanlari kaliteyi zerre kadar dusunmuyorlar! Dusunseler, once php ve ajax`a dayali bir alt yapi kurarlar. Ama nerdeeee! Sirf laf... Ertugrul yazsin biz de inanalim!

Gelelim FotoAnaliz sacmaligina;
Bir kere insanlar 50 kere tiklamayi sevmezler. Onlarca bilgisayar dergisi (kendi gruplarinin dagittiklari dahil) bas bas bagiriyor. Kardesim, tiklama sayisini azaltin. Insanlar sevmez, sIkIlir diye. Ama dinleyen kim.
Bir cumle yazi, yanina esek kadar fotograf. Yarim sayfalik yaziyi okumak icin 10 dakika zaman harciyorsun. Ortada da hicbir sey yok! Pazardan alinmis 50 parcalik pazili (puzzle) yapiyormus gibi hissettigim icin artik okumuyorum boyle seyleri.

FotoAnaliz`e bir ornek:
Abdullah Gul terlemis de, efendim bunun sebebi Sezer`in konusmasi imis, bunu da FotoAnaliz ile ortaya cikaracaklarmis. Beyinsizler! Adam sicaktan terlemis iste, ne sacmaliyorsun!

--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.--.

Aklima gelmisken Ertgurul efendinin gecen gunku kosesinde yazdigi bir sacmaliktan da bahsedeyim;

Günlerdir Doğan Haber Ajansı ve Hürriyet istihbaratındaki arkadaşlarımı kutluyorum.

Çok güzel bir araştırmacı gazetecilik yaptılar. Türkiye'de en çok tartışılan konunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne nasıl yansıdığını ortaya çıkardılar.

Meclis'e giren milletvekillerinin kaçının eşi türbanlı, kaçının açık, onu buldular.Geçen döneme göre türbanlı eş sayısında azalma mı yoksa çoğalma mı var, araştırdılar. Yani siyaset sosyolojisi açısından çarpıcı bir tabloyu önümüze koydular. Böyle bir çalışma karşısında ne yapılır? Onu yapan insanlar kutlanır değil mi? .(17.07.2007. hurriyet)


Demek siyaset sosyolojisi acisindan onemli bir tabloyu ortaya koymuslar!

Allah seni kahretsin Ozkok!

.

Monday, August 20, 2007

Ayrintilarda gizli....

...Eve biraktim. Son anda da onun icin aldigim kucuk kolyeyi verdim.
Sebebi bu imis!

-Bizi "cift" gibi dusunmeye basladin. Biz xxx`de birbirimize boyle seyler vermeyiz.
Yes, I liked you. It was just for fun!

Dun

Dun, hayatimin en guzel ve en beklenmedik ayriligini yasadim.
Once operaya gittik.Yemek yedik; bana bir de hediye almis ustelik. Sonra sinemaya gittik ve aksam evine biraktim.

Ertesi gun "kisa" bir mesaj geldi;

"-Bitti"

Saturday, August 18, 2007

Emre Akoz Yumurtlamis!

Bir turlu kicimiz yer goremedigi icin oturup da adam gibi yazilarimiza baslayamadik.Sagolsun Gaykedi malzeme buluyor da biz de uzerinde iki cift sacmaliyoruz!

Emre Akoz yine laf atmis. En yakin satasmasi Alev Alatli`ya olmustu hatirlarsaniz. Bir ingilizce Turkce karmasasindan dogan, surekli bir hakarete varan cehalet otesinde bir yazar(cik)lik gosterisiydi.
Kendi grubunun anli-sanli televizyonu ABD Deniz Kuvvetleri`ne yeni girenlerin goguslerine soyunma odasinda bagirta bagirta arma cakildiginin goruntulerini verirken herhalde satranc oyunlarina devam ediyordu ki gorememisti!
Simdi de benzer bir salyayi Emin Colasan`in uzerine atmaya calisiyordu. Lakin liberalligin tohumlari o dogmadan once ekildigi icin gazetesinin zihniyetine, dogru soyleyene "Haklisin" demek adetini daha dogurusu insanca nezaketini bilmiyordu.
Ne kadar cok saldirirsam o kadar iyi yazar olurum dusuncesinin 2. sayfa salagi Oray Egin`in 1 beden ufak yazari Emre Akoz, Emin Colasan`in milyonluk transferinden bahsediyormus! Hatta Dogan Bey`in odedigi paralari da dillendirmis.

Kendisi biliyorsa BELGESIYLE aciklasaydi da Emin Colasan`a gazetecilik dersi(!) verseydi! Oysa camur atmak kolaydir! Yaz kosende; nasil olsa 2 gun sonra unutur balik hafizalar...
DSP`nin zuper zeka miletvekili Emrehan Alici`yi surekli ayni berberde goren
partilisi, yine benzer bir sohbete girdiginde Alici`nin yuzundeki hafif saskinlik dolu
ifadeyi anlamlandirmak istercesine sormus;

-Cikartamadiniz herhalde?
-- Kusura bakmayin,cikartamadim.


Bunun uzerine partili dayanamayarak;
-Ben sizi daha zeki sanirdim ..demis...


Bizimkisi de ayni hesap;
Ben seni daha zeki sanirdim Emre Akoz!

Wednesday, August 15, 2007

Ahlakin Bittigi Nokta!

Sagoulsun Gaykedi`den aldik haberi.

Nedense bu sezon gazeteleri takip yetenegimi kaybettim. Inanin o kadar sIkIyorki canimi bu gazete bozuntulari. O ahlaksiz Ertugrul Ozkok`un gazetesi hani kaldirmisti kadin resimlerini? Hani ilkeli yayincilik falan diyordu? Ne cabuk unuttu ictigi saraplarin tadini anlattigi yazilarini? Sonra da kalkip muslumanliktan dem vurdugu yazilari?

Hadi size de soyleyeyim ben ne halt yemistim 6 ay once. Bu Ertugrul Ozkok bey(!)efendiye 4,5 sayfalik bir mektup yazdim. Allahin bu gavur ulkesinden sahsa mahsus olarak da postaladim.Yazdigim mektup da, yazisindaki cahilligini "uslubuyla" kendisine anlatir nitelikteydi. Ve sonunda da is istedim. Dedim beni kose yazarin yap haftalik! Yapmayacagini biliyoruz da en azindan dedim bir cevap verir. Ama nerdeeeee? O ilkeli gazeteci icin onemli mi benim daha dogrusu bizlerin mektuplari?

Ertugrul Ozkok`u oldum olasi sevmem. Yazilarinda ne dusunce ne de ogretici hicbir taraf yoktur. Fikir kirintisi bile yoktur ama ensesinin kalinligi ona yazarlik hakkini tanir. Evet, guzel okur ve eski (her libos gibi) solcudur. Lakin yazilarinda onlardan bahsetmez. Altmis yasina gelmis Nobel amca gibi baris odulleri dagitir her yere, guller cicekler savurur; patronun ahlaksizligini bilmez!

Turkiye`de en ucuz muteahhit bile her turlu insaat icin rusvet verirken 80`lerin hizli muteahhiti Dogan efendi sutten cikmis ak kasiktir! Neden?

Cunku okul yaptirir (vergiden duser)
Cunku karikatur yarismasi yapar (vergiden duser)
Cunku bagis yapar (vergiden duser)
Bir de bunlarin uzerine eksik vergi verir, vergi kacirir!

Neyse, biz bunlari soyluyoruz ama yuce Turk adaletinde kesinlesmis bir yargi karari olmadigi icin lafimiz havada kaliyor. Yuce Turk demokrasisinin koruyucusu yuce Turk milleti gun gelir, yuce bir basbakana sahip olur da yuce vekillerden kurulu yuce TBMM`ye bu konulari tasirsa o zaman bizim de sakal birakmamiza gerek kalmaz herhalde!

Emin Colasan kovulmus! Hurriyet`e agir gelmis. Lakap takmak olmazmis! Zartmis, zurtmus! Dogru duzgun 1 tane evet 1 TANE elestiri yazisi yoktur bu Ertugrul efendinin! Eger nasil genel yayin yonetmeni olunacagini ogrenmek istiyorsa daha da dogrusu nasil yazar olunacagini ogrenmek istiyorsa haftada bir ac karnina Ilhan Selcuk`u oneriyorum kendisine!

Yaziklar olsun Hurriyet ismindeki ahlaksiz gazeteye!
Yaziklar olsun 1 gun sonrasinda hicbir sey olmamis gibi yazilarina devam eden o kose yazarlarina!
Yaziklar olsun kemiksiz medyaya!..

Monday, August 13, 2007

Fark!

Bu sabah bir hayli erken saatte gittim markete. Cikarken marketin kapisina baglanmis o cirkin kopeklerden gordum. Bakip; "Gercekten cirkinsin" dedim. Sonra, biraz da utanarak, "Yani ben olsam seninle evlenmezdim" diye de ekledim.
Biraz yurudukten sonra dusundum de, bu cirkin kopegin sokak ortasinda yaptigini ornek alip yapabilmek icin kendilerini parcalayan o yakisiklilarin ne farki var bundan?

Wednesday, August 1, 2007

Hafta ici gelen hafta sonu yazisi!

.Basamaklari cikarken; alt kat mi kalabalik yoksa ust katta mi daha az insan var diye dusunursun. Ust kat; birkac merdivenle asagidakilerden farkli olmanin sonucu. Ust kattan verilen siparisler daha bir gec gelir oysa. Ust kattan odenen hesaplarda kasaya yetismek daha zor ve aksine bahsis birakmak da daha kolaydir. Oysa ust kat insanlarin kactigi yerdir alt kat dolu olmasa bile her zaman. Maslow`da da oyle degil mi? Karnini doyuramayan kamerali telefon sahiplerimiz!

Ust kat kompleksi mi dersiniz, ne derseniz artik; bir zamanlar benim de vardi. Ozellikle en ustten bir alt katta iken ust kata cikmak, catida oturmak ve hele hele oradan asagiya bakmak bir baska guzeldi. Apartaman yikilsa en talihsizlerden olacaktik; belki de korkudan olenlerden. Ama olasiliklar, ya onlar da olmasa! Ust katin keyfi cikar miydi?

Alt katta oturdugum zamanlarin da hakkini yemeyeyim. Ankara`yi bilenler Hosta`yi da bilirler ABA piknik gibi! Piknik dedim ama, "picnic" ile karismasin!

Alt katta daha yakinsindir aciya, tuza. Oysa ust kat; tuvaletin yaninda olma tehlikesi bile vardir. Hergun gittigin ama yemek yerken "kapisinin agzinda" olmak istemedigin dişki toplayicisi; tuvalet.
Bir ciktin mi ust kata, artik inmek de dert olur. Ciktigin kisinin yasina, seninle olan iliskinin kuvvetine bagli olarak sitemden tut da azara kadar her seyi yiyebilirsin! O yuzden en akillicasi cikmadan once bir goz atmaktir ust kata. Bir kolacan edip kac kisinin oldugunu kestirmek ve gideyazmakta olanlari da hesap etmektir. Oyle ya, herkes sizi mi bekleyecekti!

Sonrasi siparis asamasidir. Iste burada da samimiyete gore ya siz kosar yer tutarsiniz, ya da nazli ve hesabinin odenecegini bile bile odemek icin naz yaparak muhtemelen yerlerin dolmasina sebep olabilecek yarim agizli bir sevgiliyi gonderirsiniz yer tutmasi icin.

Her sey tamamdir, artik yarim ekmek donerler en samimi olduklarinizla yenmek uzere tepside ayranlara goz kirpmaktadirlar "benden sonra da siz!" der gibi...
Buyuk bir istek ve hatta aclikla ilk buyuk isirigi takiben munasebetsiz bir kominin istegiyle karsilarisiniz;

-Abi soyle gecseniz, burasi 4 kisilik de!

Hayat da boyle degil mi? Dort kisiliklere 2 kisi sigamayanlarin iteklendigi bir dunya...