Monday, November 17, 2008

ayri gayri olmaz

gelin n'olur gelin! yaklasin. biraz konusalim. lutfen, kulaklariniz gelsin bari. onlara izin verin. soz veriyorum, taksi paralarini da verecegim. otobuse bindirir miyim onlari hic. duraklarda harab-i dehset olurlar. yapmam, yapamam onlara bunu! "istanbul belediyesi klimali otobusler almis ama!". almis, sormayin. artik otobus beklemek bir eziyet olmayacak. insan klimayi beklerken eziyet ceker mi.
dertlerim, dermanlarim. okul yillarindan kalma kalemlerim, kalemtraslarim. "Kes trasi". kisa kesti Ismet Amca. bir numara imis. favori de birakamadim, mudur amcalar kiziyordu. oralardan, hah iste tam oradan tutup yukari dogru cekiyorlardir. benimkini de cekti, "ah" demedim. daha da asildi. gozlerimden yaslar geldi ama icime akittim. cigerlerim su topladi, verem oldum. sanatoryuma yatirdilar. "iste sanat" dedim. sanat buydu. beyaz onluklu hemsireler; hepsi kardesimizdi. iste dedim, doktorlar bunlar. beyaz onluklu erkekler. cinsiyetin yarattigi iki buyuk sinif. beyaz onlukluler cumhuriyeti. "Lutfen, doktor bey! Lutfen ama. Soz almadan konusmayalim". onlar boyleydi; el yazilari okunmaz, verdigi ilaclar kullanilmazdi. ne gerek vardi ki efendim. "alacaksin bir buyuk kavunu, icine de ince ince kesilmis kenevir yapragi. bir seyciginiz kalmaz." kalmadi zaten. hicbir seycigimizi birakmadiniz. kalmadi elimizde avucumuzda. "Ey ahali, size sesleniyorum. Duyduk duymadik demeyin. bundan sonra elinizde avucunuzda ne varsa yarisini devlete, yarisini da millete vereceksiniz". kapimiz caldi, gelen devlet babaymis. elini optum, bayram harcligi verdi. kostum, leblebi tozu aldim. bir agizdan, bir burundan. misket gibi yuvarladim hepsini.
hepsini
hepsini
hepsini
hepsini...

No comments: