Saturday, January 31, 2009

Davos Meselesi


Derindusunce'de yazdigim 3 yorumu buraya tasiyayim:


Sanirim bu fotografin duzeltilmesi gerekecek cunku “ozur” dilemedigi ancak telefon ederek iliskilerin surmesinden yana olduklarini soyledigi belirtildi.

Sadece bu meselede bile “ozur diledi” ile “telefon etti” arasindaki diplomatik farki anlayamayanlar Tayyip Erdogan’in tavrini da dogal karsilayabilirler. Lakin, Israil’in attigi her bombada bizim de vergilerimizin oldugunu dusunmeyenlere ne demeli?

Biz degil miyiz insansiz hava aracini alan, F serisi savas ucaklarimizin modernizasyonu icin onlarlarla calisan! Bunlara odenen paralar degil mi Filistinli cocuklarin baslarina yagan o “teknoljik” bombalarin finansoru olanlar!

Tayyip Erdogan’in tavri ne yazik ki icten gelmiyor; keske Ofer’e de boyle davranabilseydi, keske 4 Temmuz 2003′te de boyle konusabilseydi… Ama bunlarin hicbiri olmadi ve olmamasi da sasirtmadi beni. Cunku kendisinin; Turkiye’nin dunya siyasetinde onemli bir rol ustlenmesi ve ulke cikarlarinin her seyin onunde tutulmasi konusunda devlet terbiyesi sahibi bir basbakan gibi davranmadigini hergun bir kez daha -uzulerek- goruyorum.

Su anda Tayyip Erdogan, surec icerisinde George Galloway’in Filistin’i savudugunun %10′u kadar bile savunmamistir ama onun, belki de, 1.000 kati kadar ilgi goruyor.

Insanlarin gozunu boyamak iste bu kadar kolay…

Israil’in yaptigi mi? Allah cezalarini versin!

---
Yazan:MY Tarih: Oca 31, 2009 | Reply

@Herakles,

9 kadin bir ayda bir çocuk dogurabilir mi? herseyin bir zamani var. Ergenekon’u baslatmamis bir TC israil’e ne diyebilirdi 2003′te?

ecevit’in Israil’e çikistigi zamanlari hatirlamak lazim. PKK ile mücadelenin tavan yaptigi yillar, israilliler “git önce arka bahçeni süpür” dediler adama.
Zaten TSK’nin boyundurugunda sömürge valiligi yaparken kimse Türkiye’nin çikarlarini savunamaz disarida.

Darbeci subaylar tasfiye olacak, ergenekon vb hallolacak, ancak ondan sonra.

300 yillik atalet uykusundan bir gecede uyanilmaz. Ya sabir, ya sabir :)


Yazan:herackles Tarih: Oca 31, 2009 | Reply

Sayin MY:

“300 yillik atalet uykusundan bir gecede uyanilmaz. Ya sabir, ya sabir :)”

Ben de ona yakin bir seyler diyorum ya! Yalniz buradaki mesele atalet falan degil; mesele “cikar” catismasi.
Tayyip Erdogan’in su andaki tavrini “uyanma belirtisi” olarak almadigimi da eklemeliyim. Uyanmak icin once uyumak lazim. Oysa Tayyip Erdogan uyutuyor. Umarim yiginlar uyanir da o zaman bu “atalet duygusu” meselesi anlamli hale gelir.

2003 yilini da -sanirim- yanlis anladiniz. Temmuz’un 4′u Suleymaniye’deki cuval gecirme olayina tekabul ediyor, bizler icin. ABD icin ise Kurtulus Gunu, her yil oldugu gibi.

Bakin, siz bile unutmussunuz Tayyip Erdogan’in o zamanki tavrini.

Sevgiler,


----

Sn. Nun,

Vurun abaliya!
Keske imkanimiz olsa da bir cay icip su meseleleri konusabilsek; sizi anlamama, en azindan beni neden anlamadiginizi anlamama yardimci olsaniz.

"Yabancı basını bi gezin de ağır tepkinin ve Perez’în telaşlı özrünün yankılarını görün. Ne dünyadan haberleri var ne kendi ülkelerinin öneminden"

Gezdik efendim, gezmez miyiz; hem de olaydan hemen sonra gezdik!
New-York Times’in ana sayfasinda yoktu. “Dunya” basligina girdigimizde ustten 6 ya da 7. haber olarak verilmisti kisa bir yaziyla. O bolumun ana haberi Irak’taki secimdi. (Simdi bakarsaniz en asagilarda bir yerde yenilenmis haliyle duruyor ayni haber).

Guardian ise soyle demis: “Such sympathies have prompted suggestions that Erdogan’s rhetoric has been mainly for domestic political consumption and aimed at wooing voters at forthcoming municipal elections in March

…ve eklemisler: “There are also fears that the pro-Israel lobby in the US will back moves to recognise the massacres of Armenians by Ottoman forces in the first world war as genocide, a move Turkey vehemently opposes.A world economic forum spokesman said Peres spoke with Erdogan on the phone after the debate and expressed his respect for Turkey.

Israil ve Turkiye basini ise malumunuz; Almanya ve Fransa icin ise -ne yazik ki- yabanci dil eksikligimden dolayi en onemli gazetelerindekiler hakkinda bilgi veremiyorum.

Simdi siz eger buna “yanki” diyorsaniz bir daha dusunun derim.

Ne demissiniz baska:

"Türkiye dışişleri Ahmet Davutoğlu’nun kontrolüne girdiğinden beri dış siyasetimiz değişmiştir, ülkemiz bölgede lider ülke konumunun gereğini yapmaktadır"

Siz oyle diyorsunuz da ayni kisinin gecen persembe Misir - Israil gorusmesi oncesi, Turk Buyukelci’nin “Bes dakika bile olsa…” seklindeki ricasina ragmen Israilli yetkililer ile gorusemedigine ne demeli? (Haaretz’ten alinti.)

Son olarak soyle demissiniz:

"Perez özür dilemedi, üzgünüm dedi” diyenlere de diplomatik dilden nasipsizlikleri için üzülüyorum. Diplomatik dilde üzgünüm demek hatta hemen tartışma akabinde aramak, iletişime geçmek de özür anlamındadır."

Yapmayin Allah askina; biz ozrun de uzgun olmanin da anlamini biliriz. Muavenet vuruldugu zaman da uzgundu ABD’liler; 4 Temmuz’da da. Diplomaside ozur ile uzgun olmanin farkini gormek isterseniz Japonya’da ABD’li bir askerin Japon bir taksiciyi oldurdukten sonra ABD’lilerin baslarini onune egip diledikleri ozre bakin.

Uluslararasi iliskiler ile ilgili gucum oldugunca okuyorum. Okuduklarimdan ve dunya basindan takip ettiklerimden gordugum kadariyla da bu olay, dunyada, unutulup gidecek ama Turkiye’de etkisi, en azindan secimler bitene kadar surecek; Tayyip Erdogan da bunu insanlari azarlama kredisi olarak kullanabildigince kullanacak.

Genel kaniniza gelince: Benim Turkiye Cumhuriyeti’nin basbakani zor durumda kalsin diye bir dusuncem olamaz! Ben de bu ulkenin vatandasiyim; ben de bu ulkenin pasaportu ile dolasiyorum; ben de dunyanin bin turlu sapik Turkiye dusmanlarina karsi ulkemin onurunu korumaya calisiyorum. Hal boyle iken kim ulkesinin baska ulkeler karsisinda zor durumda olmasini ister. Tayyip Erdogan bugun var, yarin yok! Mesele bir ulke siyaseti belirleme meselesi; devlet terbiyesi meselesi; ahlak meselesi. Gerisi teferruat…

No comments: