Tuesday, September 30, 2008

kopek gibi

Ulan, seni kopek gibi ozledim be! Ne asktan, ne de sevgiden sadece aliskanlik ve caresizlikten.

- Senin de bayramin kutlu olsun. Hem ne demis Taffarel: Sana gore seker, bana gore Ramazan!

Monday, September 29, 2008

Ulan Andaval!

"Krizin Türkiye'yi "umdukları kadar" vurmamış olmasını, krizde Türk finans-kapitalinin "sıkı" durmasını ve sanılandan daha sağlam çıkmasını, Türk lirasının da dünyanın en güçlü paralarından biri durumuna gelmesini (dolardan azıcık daha düşük bir paradır alt tarafı), "hükümeti övmek" gibi görüneceği için, görmek istemiyorlar! Sonra günaha girerler..." (bugun, E.Ardic)

Herifi okuyorum arkadas, aylardir birileri ile dalga geciyor ve birilerinin bir seyleri soyledigini soyleyip uzerine yazi yaziyor. O soylediklerinin kim oldugunu, iddia ettigi beylik gazeteleri okudugum halde, ben anlayamadim. Eminim(!) vardir bir bildigi...

Ama artik bugun "suyunu cikardin be adam" demek zorundayim. Turk lirasi diyorsun; Turk lirasi... Nedir Turk lirasinin dolar ile yakinligi:

1 Dolar = 1.23 YTL (kaynak: TCMB)

Ne demek bu? Dur ben izah edeyim de kaz kafan calissin:

1 Dolar = 1.230.000 TL yani bir milyon iki yuz otuz bin Turk Lirasi!!!!!!!

Bu mu guc bre okuz! Sen de artik millete bok atacagina, Fransizca`dan laflar yapip yasinin getirisi olan Lefter`in maclarindan bahsedecegine adam gibi dersine calis! Iki satir oku; ogren!

Yeter be!

Canli Yayin

Yillar -hem de coook yillar- sonra radyo dinliyorum su anda. Ajda Pekkan soyluyor; "aaaayy, aaah" diyor. Vay be! Ne ses ama degil mi!

:) guldurmeyin beni allaseniz! Teyze`nin Acik Hava`daki konserine gitmistim, torpilli yerden davetiyemiz de var. Kosede Deniz Akkaya, Cem Uzan`in Shakira`nin karsisinda attigi gibi gorgusuzce gobek atiyor 2 arkadasiyla; bazi elemanlar puro iciyor bacak bacak ustune atmis falan. Sittin sene yan yana ol(a)mayacagim tipler. Neyse, olayin ozu kacmasin. Ajda Teyze parcada uzatmalara giriyor; sesin gitmedigi yerlerde arkaya oyle 2 kiz koymuslar ki ayni ses renginden uzativeriyorlar. Biz de Ajda soyluyor saniyoruz. Nerdeeee; olay pazarlama anacim, pazarlama!

Edit: Simdi de Mustafa Sandal soyluyor :) Bunun da bir uzun hava soylemesi vardi. Ulan ne guldum simdi ha!

Edit 2: Program yapimcisi -DJ- konusmaya basladi, sagdan soldan kopardigi gazete parcalarini okuyor; uzerine de sacma sapan yorumlar yapiyor. Soyledigine gore Istanbul bosalmis, en uzak yerlere bile 15dk icinde gidilebiliyormus. Ulan salak! Kime gore en uzak?

Sunday, September 28, 2008

Sayin Hocam! Evet Hocam!

Televizyonda rastlamissinizdir; bir Prof cikar ve bazi konularda aciklamalarda bulunur. Sunucu ve varsa soru soran seyirciler de "hocam" diye hitap ederler. Iyi de mesela iktisat prof`u cikip saglikli besinlerden bahsedince onu "Prof.Dr." diye tanitmak sahtekarlik degil mi? Adam tip doktoru mu? Ya da Haydar Bas iktisat kitabi yaziyor; "prof" unvanini kullaniyor. Yahu senin proflugun iktisattan degil ki!

Ne sahtekarsiniz yahu!

Friday, September 26, 2008

genclik iste

"(n)ayir, (n)olamaz" diye konusulan Turk filmleri ile dalga gecerler ama bagira bagira:

(ğı)Allah
ım (ğı)Allahım
(ğı)Ateslere yürüyorum
(ğı)Allah
ım acı ile
(ğı)Ask ile büyüyorum...
diye sarki soylerler...

cinsler iste!

Thursday, September 25, 2008

Tuesday, September 23, 2008

Islamiyet meselesi neden herkesle tartisilmaz?

Bir gun adamin biri oturmus dinleniyormus. Simit satan birisi yaklasip "namaza kadar gidecegim, tezgahima bakar misin?" demis. Adam olumlu yanit vermis ve bir sure sonra simitci namazdan donup adamla konusmaya baslamis. Konusma, sonunda oyle bir noktaya varmis ki simitcinin islamiyet ile ilgili supheleri ve buna mukabil sorularinin da derinligi hizla artmaya baslamis. Yaklasik 2 saatlik bir konusmanin sonunda simitci:

- "E bileydim cennet cehennem yok, ben bu dunyanin anasini bellerdim" demis.


Demem o ki bazilarina afyon da lazim!

Yogun istek uzerine: Eski kiz arkadaslarim!

1. Alysee ve arkadasi Selina: cok rukustu



2. Rebecca: anne yarisi


3. Kalin: yirtigin tekiydi!


4. Karinna: ispanyol olduguna kim inanir?


5. Namyoung Yu: guney korece`yi ondan ogrenmistim. cok seker bir kizdi.


oyle yani...

Fiyatlara bak!


Dedim 40 yilda bir adam gibi berbere gidelim! Demez olaydik. Ne pahaliymis yahu! Utanirim ben buna asgari ucret muadili fiyat odemeye.

Monday, September 22, 2008

Sagolun!

Ne kadar cok yazi yazan var. Dogru duzgun imla kurallarina bile bakmayan ama kendi ismini gogsunu gere gere ortaya koymaktan da utanmayan bir suru cins! Yazilarin konusu da yazarlari gibi cesit cesit: arabalar, seks malzemeleri, yemek tarifleri, sosyal politika, marka yaratma, orgu orme vb. ne ararsaniz var. Birde bunlarin uzerine aklina her geleni kb`lara doken benim gibiler var. Izin verirsen sana, burayi okumak icin omurlerinden verenlerden birine, tesekkur etmek istiyorum. O kadar yazdik, cizdik ve sen sIkIlmadan hep geldin. "Acaba bugun bir sey yazmis mi?" dedin. Bazi gunler gunde birkac defa ziyaret ettin, birden fazla yazi oldugunu gorup. Bazen de kizdin, "Yazsana be adam!" dedin. Her seye ragmen yine! geldin. Sagol, varol... Omrunden birkac dakikaya layik olabilmek ne buyuk mutluluk!

Sunday, September 21, 2008

Her gun 08-17 arasi...

basit basit basit
an basit zaman basit
yillar gecsin bak
cok zor

basit basit basit
konusmak basit dusunmek basit
yapmaya kalk ve gor
cok zor

basit basit basit
kalmak basit almak basit
ver desinler bak gor
cok zor

B.O.

Friday, September 19, 2008

Biraz daha

.
Cok yaklasti...

Wednesday, September 17, 2008

Ne olacak bu laik duzenin hali?

"AKP Bitlis Milletvekili ve Abdullah Gül’ün Başbakanlığı’nda kurulan 58. Hükümetin Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen’in 27 Mayıs 1993’te hacda yaptığı konuşmanın videosu ortaya çıktı." (hurriyet, 17.9.2008)


Baba nasil dokturmus! "Ben bu laik duzenin de, bu meclisteki vekillerin de taaa" demedigi kalmis sadece. Simdi de o meclisten, o duzenden milletvekili maaslarini cukka! Bu serefsizin herhangi bir aciklamasi olacak mi? Olacaksa ne diyecek? Ya da basbakan hazretleri bir laf edecek mi? Inanin cok merak ediyorum!

Baykal`in esinin mal varligini sormus pasam da kendisinin gecekondudan trilyona gelen servetinin hesabi yok ortada. Ulan bu keser doner de sap da doner mi acaba?


Not: Nereden biliyorum serefsiz oldugunu? Suradan

Saskinlik

Gittigim bir yerden disari cikarken kapi diye mutfaga daldim sonra da kahkaha atarak merdivenlere yoneldim. Aslinda her yeri o kadar iyi biliyordum ki ama kosede oturan kizin guzelligi karsisinda carpildim, dilim tutuldu ve soyle doya doya 4-5dk bakamadigim icin canim sIkIldi. O duygularla kacamak bakislar atip bir de ustune kapiyi bulmaya calisinca cart diye mutfaga girmis olduk.

Nedir benim bu guzel sevgim! Cok fena dostlar cok fena. Guzele bakmak sevap dedik; simdi de sevap asigi olduk. Bazen diyorum "oglum herackles, okuz musun sen! Ayip, ne bakiyorsun milletin yuzune!" diye ama olmuyor kardesim. Bazen o kadar guzel oluyorlar ki soyle bir bakasim, kivrimlarini algilayasim geliyor. Sonra yoluma devam ediyorum, hayat da akiiiiip gidiyor.

Lan ben bu kafayla 40 yasinda ne halt ederim! Adimiz subyanciya cikar vallahi! Ya da Hakko Bey gibi mankenleri belinden tutan bir tavir icerisine girerim Allah korusun!

Monday, September 15, 2008

deyu deyu....

Sol cennetin irmaklari, akar Allah deyu deyu.
Ogle namazinda gunes, yakar Allah deyu deyu.
Gec katildi bu kervana, Allahim yakindir sana,
Bir o yana bir bu yana, bakar Allah deyu deyu.

T. / 131

Friday, September 12, 2008

Sokak agziyla yaziyorum: E cus artik!

Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananları değerlendiren Avukat Ergin Cinmen, 'Diyarbakır Cezaevi'nde devlet Kürtleri Türkleştirmeye çalıştı, bunu bir soykırım olarak değerlendiriyorum' dedi. (ozgurdungem.com, 12.09.2008)

E cus artik! Bu ne lan? Her onune gelen soykirim diyor... Benimle de kucukken yeni tasindigimiz mahallede -suuut- diye dalga gecerlerdi. Aha, benim de cocuk haklarima karsi islenmis bir soykirimdir bu!

Farkindaysaniz sikkodan bir sehir olan Diyarbakir`da bu ibneler ozellikle aciklama yapiyor. Buyuk Kurdistan hayalinin baskenti olacak ya burasi! AB`nin de zaten en ilgi duydugu kentlerden bir tanesi... O yuzden herkes gidiyor burada konusuyor. Isin ilginci kentli bunlari anlamiyor; adamlar buraya "Abant" muamelesi yapiyorlar... Otobus Istanbul`daki kadife koltuklarindan kalkiyor, 100 kadar ahlaksizi buraya getirip konusturtuyor sonra da alip kiclarini zedelemeden gerisin geriye Istanbul`a gonderiyor.

Aciklama:
Diyarbakir sikkodan ama Cankiri da oyle! Sonra Erzurum da, Kars da... E oyle!
Alt/ust yapisi olmayan her yer sikkodan.

Thursday, September 11, 2008

Bekaret mi Ver Allahim Ver mi? +18 (Bazi yerlerde +15 imis)

Mesele derin, uzerinde konusan cok oldu; yillarca da soylenir. Bizim isimiz sistematik/analitik bir cozumleme yapmak. Ornegin birisi kalkip "Bir ogrenci neden dusuk not alir?" demis olsa gelecek cevaplar "Cunku xxxxx den dolayi" seklinde olur da kimse "Bunun 3 ana sebebi vardir: ogrenciden kaynaklanan sebepler, hocadan kaynaklanan sebepler ve cevreden kaynaklanan sebepler" diye baslayip aciklama yapmaya -%99 ihtimalle- girismez. Iste biz de boylesi ince bir konuda meseleye bakalim istedik.

Bu konuda bana gore dikkate alinan 4 ana sema var
1. Kisinin kendisi ya da vajinanin sahibinden kaynaklanan sebepler
2. Dini inanclardan kaynaklanan sebepler
3. Aileden kaynaklanan sebepler
4. Cevreden kaynaklanan sebepler

Simdi sirasiyla bu sebepleri derinligine inceleyelim:

1. Kisinin kendisi ya da vajinanin sahibinden kaynaklanan sebepler
Oyledir ya, "can benim canim, istedigimi yaparim" dusturunda oldugu gibi her vajina sahibinin sorumlulugundadir.

--
Devamini yazacagim da; suraya kadar nasil da normal bir sekilde okudunuz degil mi? O kadar alismisiz ki kadinlar hakkinda bile ahkam! kesen erkeklere ve erkeklerin "disi sinek ucsa" affetmeyen bir cins olduguna!

Wednesday, September 10, 2008

Mal basin!


Minik Nahla da görünüşüyle; büyüdüğünde en az annesi kadar güzel olacağının ilk işaretlerini verdi. Nahla kıvırcık saçları ve mavi gözleriyle hem annesi Halle Berry'ye hem babası Gabriel Aubry'ye hem de sarışın ve mavi gözlü olan anneannesine benzetildi. Minik kızı görenler "Hem anne hem de baba tarafının en güzel yanları Nahla'da toplanmış" yorumunu yaptı. (Hurriyet, 7 eylul)

Lan kim bu "gorenler"? Siz orada bile degilsiniz! Aldiginiz cakma magazin basini boyle mi yaziyor ABD`de? Hem allahini seversen metin yazari; soyle, bu bebegin neresi guzel? Ulan tuysuz kus yavrulari disinda eli ayagi duzgun her hayvanin yavrusu seker olur zaten ki bu da onlardan ama bunun neresi guzel!

Tuesday, September 9, 2008

Ya bi git Ayse Arman!

Ayse Arman Abla sormus Serdar Burhan Kalsın`a bu "Ortalama Amerikali aptal midir?" sorusunu. Buyrun cevabi:

Uzun yıllardır Amerika’da yaşayan Kalsın’ın cevabını okumanızı tavsiye ediyorum ve gözlerinizden öpüyorum:

"Kesinlikle palavra! Bu, kısa süreli Amerika’ya okumaya ya da çalışmaya giden Türklerin ilk intibası. Amerika’ya ayak bastığınızda kimse size ’Buyruuun!’ demiyor. Kimse sizi bulunduğunuz yerin, entelektüel camiasıyla tanıştırmıyor. Kaldı ki tanıştırsa da, sizde nerede onlarla sosyalleşecek İngilizce? Dolayısıyla siz, sizin gibi İngilizce’yi çat pat konuşan bir kısım yabancı ve onların etrafındaki hizmet sektörüne mecbur kalıyorsunuz. O kesim de haliyle çok parlak ve kültürlü değil, siz de ’Bu ortalama Amerikalı, amma salakmış!’ diyorsunuz. Oysa, Amerika’da 2.3 milyon kişinin bankada bir milyon dolardan fazla parası var. Gerçek Amerika bu. Ülkeyi yöneten, şekillendiren, üst kademede yönetici olan, Washington’a yön veren, lobi faaliyetlerinde bulunan onlar. Bizim kendimizle kıyaslayıp, ortalamanın altından bulduğumuz bilgisiz kesim, onlara da hizmet eden kesim. Amerikalı salak-malak değil yani...
" (Hurriyet, 8.9.2008)

Simdi, bu 2.3 milyon insanmis ABD`nin yonetici kesimi, falan ve filan. ABD`nin nufusu kac milyon? Uc yuz milyon (300.000.000) civarinda. Peki 2.3 milyon insan bunun yuzde kacidir? Ben soyleyeyim onu da: yaklasik %0.7`si.

Gozlerinden mi opelim simdi senin Ayse Arman biz de?

Sunday, September 7, 2008

Efendilik


Bu Japonlari pek severim: dovus sanatlarindan pornolarina kadar! Porno demisken, Fenasi Bey`in alanina mudahele gibi algilanmasin. Coooook eskilerden, cemiyettekiler bilirler, bunlar ilgili bir yazimiz olmustu. O gozlerini kapayan, hala ilginc bir saygi ile duran porno film sektorunun adi sani bilinmeyen ama gozleri cekik hanimlari bir hayli ilginc gelmistir bana.
Neyse, bu sefer konumuz bu degil tabi. Yukarida gordugunuz foto Japon Kraliyet Ailesi`nden. Su cocuklara bakar misiniz? Hele babanin "lapiska" saclarina ve biyigina!

Bu fotografta da gormus oldugunuz beklenen prensin ilk fotosu! Bu bebecik buyuyecek, kral olacak amcasi/ ablasi! Dikkat ediniz kizlar hala hanim hanimcik giyinmis; sanirsiniz seker bayramindaki harclik isteyen mahalle cocuklarindan birisi; ne kadar sade.

Bu da genis aile fotografi oluyor. Sag aciktaki ufak prens biraz daha buyumus burada! Ailemizdeki hanimlar yine sade ama zarif degiller bence. Zarafetin bendeki tanimi: guzelligin hareket hali. Bu hanimlar bence guzel degiller o sebeple de bastan kaybediyorlar ama sekerler!
Bu kadar laf soyledikten sonra kucuk prensi gormemek olur mu? Ahanda kucuk prens:

Mutlu anlar...

Bir elimde Tutunamayanlar, bir elimde Masumiyet Muzesi; ortada Kinyas ve Kayra.

Friday, September 5, 2008

Bir de Mehmet Ali Birand var! -2-

Mehmet Ali Birand`in ileri goruslulugunden bahsetmistik bir onceki yazimizda. Gelin simdi kendisinin AB meselesi hakkindaki engin goruslerine bir miktar daha egilelim:

Ne demisti Referandum`dan 2 gun once: "Siz oy verin, AB ambargolari kaldiracak"
Bakalim oylamadan sonra ne demis:

---
Nereye bakarsaniz bakin, genel bir memnuniyet havasi var. Medya'dan baslayan, bilimsel çevrelerde genisleyen, siyasi çevrelerde zafere dönüstürülen, askeri kesimlerde de keyifle sözü edilen konu, Kibris Rumlarinin düstükleri zor durum.

Türk tarafi ilk defa Kibris'ta iki ayri bölge veya iki ayri devletli bir çözümü AB'ye kabul ettirebilme sansini yakalamistir. Uluslararasi kamuoyu ilk defa “Istemediklerine göre bu adamlari neden bir arada yasamaya zorluyoruz” sorusunu kendi kendine sormaya baslamistir.

Türkiye bu sansi kaçirmamalidir.

Gereken herseyi yapmali ve Rumlarin attiklari bu hatali adimi nakit paraya (!) çevirmelidir.
Bunun da tek yolu vardir.

Tayyip Erdogan'in sürekli tekrarlamaktan memnuniyet duydugu gibi “Rumlarin bir adim önünde gidilmelidir.“

Örnegin:

- Göz boyamak gibi nitelense dahi, 3-4 bin asker çekelim. Kuzey'deki güvenligi hiçbir sekilde etkilemez.

- En az on defa geri verecegimizi açikladigimiz Maras'i iskana açalim. Ister Rum, ister Türk veya Uluslararasi firmalarin yatirim yapmasina izin verelim.

- Rumlarin Kuzey'de yazlik ev almalarina izin verelim.

- Kuzey'deki Rum yatirimlarini tesvik edelim.

- Annan planinda söz verdigimiz gibi, Karpaz'daki dini bölgeleri Rumlara açalim.

Bu listeyi uzatabiliriz.
Osmanli gibi, zafer kazanmislarin gönül zenginligi ve büyüklügü ile davranalim.

Uzun vadeli düsünelim.
Lehimize dönen bu rüzgarlari kaçirmayalim.
Yelkenlerimizi bu meltemle dolduralim...

2004, 26 Nisan
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=221501&yazarid=69

---

Vay be! Guney`in bir adim onunde gitmeliyiz degil mi? Asker cekelim, 3-4bin ceksek ne olur ki? Zaten diplomasi oyle bir sey, "yapalim bir guzellik, ne olacak" diye gidiyor degil mi? Neyse, devam edelim bakalim neler demis M.Ali Bey:


Bizde bir kesim insan, belirli bir hedefe gitmek ve amaca ulasmak için atilan her adimi “Ödün veriyor- Vatani satiyor” diye engeller. Muhalefet tutkusu veya cehaletten kaynaklanan bu yaklasim Kibris basta, her konuda öne çikiyor.

Türkiye'nin kazanmasini isteyen Türk uzmanlar, AB'deki etkin çevreler ve BM'nin deneyimli isimleriyle konustum ve söyle bir liste ile karsi karsiya geldim. Bunlari Türkiye'den kimse talep etmiyor. “Türkiye ve KKTC'nin, üzüm yemek ve nihai hedefe varabilmek amaciyla atabilecegi adimlar” olarak öneriliyor.

1. GÜNEY KIBRIS'I TANIYIN:

KKTC'yi resmen tanimis olan Türkiye'nin, Güney Kibris hükümetini de tanimasi hiçbir dezavantaj getirmez. Tam aksine Kibris'in iki bölgeli, iki ayri varliktan (Türk ve Rum) olustugu tezini perçinler. Ilerde AB içinde belirecek tüm sikintilardan kurtulunmus olur ve Ankara'nin kendine güveninin göstergesi sayilir.

2. KAPI AÇIN VE KIMLIK KARTI SORUN:

Annan planinda kabul ettiginiz gibi, sinir boyunda yeni giris çikis kapilari açin. Güney ile Kuzey arasindaki giris çikislarda pasaport istemek yerine (bu önlem KKTC'yi kabul ettirmek için konmustu. Artik gerek kalmadi, zira Kuzey farkliligini gösterdi) sadece kimlik kartinin yeterli olacagini söyleyin.

3. MARASI HEMEN AÇIN:

Bugüne kadar enaz 5 defa resmen geri verilecegi açiklanan Maras'i, Rumlar dahil Uluslararasi yatirimcilara birakin. Bu sekilde Kuzey'deki turizm yatirimlarini ve direkt turist gelmesini tesvik edin.

4. AB'YE UYUM SAGLA:

Annan planinda oldugu gbi, KKTC iç mevzuatini AB mevzuati ile uyumlu hale getirin. Aranizda hiç fark birakmayin. Bu adimlar KKTC'ye AB yatirimlari açisindan büyük yarar saglayacaktir.

5. BUGÜNKÜ SISTEMI DEGISTIRIN:

Türkiye KKTC'yi küçük bir vilayeti gibi görmekten , her yil 500 milyon dolar ulufe vererek, toplumu devlet maasi almaktan, ekonomisi bulunmayan bir varlik olmaktan kurtarmali. En önemlisi KKTC'yi giderek artan kumar ve uyusturucu dan kaynaklanan bir kara para merkezi konumundan çikarin.

6. AZ DAHI OLSA ASKER ÇEKIN:

Güvenlik kaygilarina yol açmadan, az dahi olsa bando mizika esliginde asker çekin. Kibris gibi küçücük bir ada için 35 bin asker asiridir. 5 bin asker (Dort gun once 3-4 bin idi, simdi 5 bin rica ediyor) çekilse hiçbir sakinca dogmaz, ancak dünya sasirir...

Görüstügüm uzmanlarin üstünde durduklari unsur, bu listenin istenirse uzatilabilecegi ve özellikle Annan planinda bulunanlarin tercih edilerek önemli kazanimlar elde edilebilecegi seklinde:

Bunlar maliyeti sifir olan, kolaylikla atilabilecek ve zaten Annan planinda bulunan adimlardir. Maliyeti yoktur, ancak satisi çok yüksektir. Uluslararasi sahada bedavadan puan kazanma sanati da budur.”

Oyun hakkiyla oynanmalidir. Kisir Milliyetçilik veya Ulusalcilik kaygilariyla degil, hedefe varmak için akilci ve pragmatik adimlar atilmalidir.
2004, 30 Nisan
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=221804&yazarid=69

---

Allah Allaaaah! Yahu hani EVET deyince bu Avrupa KKTC`yi taniyacakti. Ambargolari kaldiracakti. Neden bu uzmanlar(!) bizden bir seyler istiyor? Neden Mehmet Ali Bey bunlari bize anlatiyor da, gidip uzmanlara "ya kardesim, hep bana hep bana diyorsunuz. Bu is boyle olur mu? Adamlar HAYIR dedi, taviz niye bizden bekleniyor" demiyor? Yoksa meslegi mi baska?

Thursday, September 4, 2008

Besiktas`tan havuc...

Buse terör mağduruydu ama hasta yatağında Beşiktaş formasıyla poz verecek kadar sıkı bir Kartal taraftarıydı.
Bu özelliği Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'in gözünden kaçmamış.
Demirören dün beni aradı ve "Bu kızımızın sağlık giderlerini devlet karşılıyor. Bizim orada yapabileceğimiz bir şey kalmamış ama böyle sıkı taraftarlarımızın çektiği acıyı bir nebze olsun dindirmek istiyoruz" dedi.
Demirören bu amaçla arkadaşlarını Buse'nin evine gönderdiğini ve genç kızın bundan sonraki eğitim giderlerini Beşiktaş Kulübü olarak üstlendiklerini söyledi.
Bu dostluk eli elbette Buse'ye yaşadığı olayın korkunçluğunu unutturmayacak ama yalnız olmadığını hissettirecek.
Evet, Beşiktaş Kulübü ona "Sen bizim canımızın bir parçasısın, senin acın bizim acımızdır" dedi, bence de alkışlanacak bir iş yaptı.
(Ergun Babahan, bugun)


Bundan nefret ediyorum. Biri televizyona cikar, hastadir hemen koyu fenerli olup formasiyla boy gosterir. E Fenerli yoneticiler de essek degil ya, mecburen sahip cikar.
Baskasi Galatasarayli olur, ona da sahip cikilir.
Ama kimsa Kayserisporlu olmaz, olsa da zaten haber olmaz.

Anlamiyorum bu insanlari. Ailesini de anlamiyorum. Kizin bacagi gidiyor, sicarim Besiktas`a!
Yok dostluk eliymis, yok Buse isimli kiz Besiktas`in cani imis... Siktirin lan!

Tuesday, September 2, 2008

Petek Abla Iftar Cadirinda

Kadin gotunu acar, "fulis kazanova" diye ustunu basini islatip seksi gorunmeye calisir sonra da kalkip iftar cadiri diye gerizekalilik ornegi; dinle, hayirla ilgisi olmayan bir seye "sponsor" olur. Sicarim boyle muslumanliga lan!

Uc Sene Oldu Ha!



Güvenmem

Böyle midir dünya senin bütün işlerin
Var git dünya daha sana güvenmem
Kâr yerine çoktur bana zararın
Var git dünya daha sana güvenmem

Biçare Kerem'i yandırdın nara
Arzu, Kamber için kaldı avara
Ferhat az mı külünk vurdu dağlara
Var git dünya daha sana güvenmem

Çok yiğidi sen caydırdın ahdından
Çok güzele ah çektirdin bahtından
Çok sultanı sen indirdin tahtından
Var git dünya daha sana güvenmem

Çobanoğlu arzuhalin bildirdin
Çok yiğidin gül benzini soldurdun
Aşıkları gurbet elde öldürdün
Var git dünya daha sana güvenmem

Monday, September 1, 2008

yalan-gercek

Iste romanlar gercek olmadiklari icin o kadar guzeller...

degisim

Bazen igreniyorum kadinlardan. Cok ucuz geliyorlar. Hayir, ucuz olanlarin ucuz gelmesinden bahsetmiyorum. Kadinlarin ucuz gelmesinden bahsediyorum.
Sorarim size hangi buyuk sair, hangi buyuk romanci, hangi buyuk besteci kadindir? Saymaya kalkmayin; kabul edin sadece.